Yol Arkadaşları

Yaşları birbirine yakın iki erkek, İtalya’ya giden bir yük gemisinin konteynerlerinden birinin içindeler ve konuşuyorlar: – Yahu kardeşim! Senin de sohbetine doyum olmuyor ha… Şu kara kutuya girdiğimizden beri uyuyorsun. Yuh yani… – Dürtüklemesene kardeşim, yorgunum uyuyorum ne var?! – Accık muhabbet edelim diyorum, kızma be kardeşim… – Off… Eh… Continue reading

HİKAYE – CAHİT KÜLEBİ

HİKAYE Senin dudakların pembe Ellerin beyaz, Al tut ellerimi bebek Tut biraz! Benim doğduğum köylerde Ceviz ağaçları yoktu, Ben bu yüzden serinliğe hasretim Okşa biraz! Benim doğduğum köylerde Buğday tarlaları yoktu, Dağıt saçlarını bebek Savur biraz! Benim doğduğum köyleri Akşamları eşkıyalar basardı. Ben bu yüzden yalnızlığı hiç sevmem Konuş biraz!… Continue reading

OTOBİYOGRAFİ – Nazım Hikmet

OTOBİYOGRAFİ 1902’de doğdum doğduğum şehre dönmedim bir daha geriye dönmeyi sevmem üç yaşımda Halep’te paşa torunluğu ettim on dokuzumda Moskova’da komünist Üniversite öğrenciliği kırk dokuzumda yine Moskova’da Tseka-Parti konukluğu ve on dördümden beri şairlik ederim kimi insan otların kimi insan balıkların çeşidini bilir ben ayrılıkların kimi insan ezbere sayar yıldızların… Continue reading

Elhan-ı Şita – Cenap Şahabettin

Merhaba dostlarım, uzun zaman oldu paylaşım yapamadım. Okulumun sınavlarına hazırlanıyorum, mazeretim affettirebilir belki. Ama bu şiir kesin affettirir beni size. 🙂 KIŞ NAĞMELERİ (Elhan-ı Şita) Bir beyaz titreyiş, bir dumanlı uçuş, Eşini kaybeden kuş gibi kar Geçen ilkbahar günlerini arar… Ey kalplerin çılgın nağmeleri, Ey güvercinlerin ilahileri, O baharın işte… Continue reading

BUGÜN 10 KASIM.

Kitaplığımı karıştırırken rastladım bu Nutuk’a. İlkokuldayken okuduğumu hatırlıyorum. Ama ne zaman elime geçti hatırlayamıyorum. Sanırım ilk öğretmenim karne hediyesi olarak dağıtmıştı bizlere, adeti olduğu üzere. İyi ki vermiş bu hediyeyi. Bir öğretmenden gelebilecek en kıymetli armağan bence. Sizce? Kitabın önsözü yok. Sadece bu şiir var. Kulağımıza küpe olsun diye paylaştım…. Continue reading

Sappho

“Yakındığım yok, Bir düş değildi esin perilerinin Bana bağışladıkları zenginlik. Ben ölsem de adım hiç unutulmayacak.” “Belki de unutursun sen beni. Ama bil ki, gelecek günlerde, Bir takım insanlar anacak beni.” Şair:  Sappho (Bilinen ilk kadın şair-İÖ 630-580)

UNUTMAK YOK

UNUTMAK YOK nerelerdeydin diye sorarsan ‘hep eskisi gibi’ diyeceğim. toprağı örten taşlardan söz edeceğim, sürdükçe kendini harcayan ırmaktan; ben yalnız kuşların yitirdiklerini bilirim, gerilerde kalan denizi bilirim, bir de ağlayan ablamı. neden ayrı adlarla anılıyor ülkeler, neden günler yeni günleri izliyor? Neden koyu bir gece birikiyor ağızda? Neden ölüler? nereden… Continue reading

19.KAT

İstanbul’un artık klasikleşmiş rezidanslarından birinin girişindeki döner kapıda yaşlı bir teyze ile bir fahişe aynı aralıkta sıkışırlar. Eğrilmiş beli yüzünden boyu kısalmış, yüzü fahişenin memelerine denk gelen Yaşlı Teyze:  Fesüphanallah…. kızım bu ne hal !.. Müşterisine geç kaldığı için öfkelenen fahişe :   Öff… sana mı kaldık bodur… Önüne baksana sen…… Continue reading

UYKU

UYKU “Sevemedim kara gözlüm, seni doyunca, kim…” şarkısı kulaklarında çınlarken hemşirenin tanıdık sesini duydu. Geniş ve çok rahat deri sofada ardına yaslanarak uzanır gibi oturmuş müzik dinlerken, kafasını da duvara yaslamıştı. -Yeşim Hanım… Uyumuyorsunuz değil mi? Gözlerini açıp, kulaklıklarını çıkardı. Biraz daha ses etmeseler uyuyacaktı neredeyse. “Yok yok… Uyumuyorum, merak… Continue reading

ALIŞ-VERİŞ

Şimdiki Bakırköy değil tabii, 25 yıl öncesinden bahsediyorum. Nezih, ferah bir alışveriş ortamı. Güzelce yedik, içtik, gezdik, yeni kıyafetler aldık. Harika bir gün geçirdik. Annem, kardeşim ve ben, tren istasyonunda beklerken bir adam ilişti gözüme. Nedense… Gardaki bir banka sırtını dayayarak oturmuş, ayaklarını uzatıp üst üste atmış, ellerini de kucağına… Continue reading