01.07.2017
BENİ ASLA BIRAKMA
Dönümlerce sürülmüş toprağın önünde durduğumu fark ettim. Tarlaya girmemi önleyen, iki dizi tel örgüden oluşan bir çit vardı. Bu çitin ve önümdeki üç-dört ağacın, kilometreler boyunca hiçbir engelle karşılaşmadan esen rüzgarı kesen tek engel olduğunu görebiliyordum. Tel örgüye, özellikle de alt kısmına bir sürü gereksiz şey takılmıştı. Sahile vuran artıklardı sanki; bir bölümünü bu parmaklığa, bu ağaçlara ve iki dizi tel örgüye çarpana kadar rüzgâr kilometrelerce taşımış olmalıydı. Ağaçların üst dallarına da naylonlar ve eski torba parçaları tatıldığını görebiliyordum. Sadece bir kez, orada, o boş tarlalardan esen rüzgârı hissedip o tuhaf çöplere bakarken küçük bir hayal kurmaya başladım, çünkü ne de olsa Norfolk’taydım, onu kaybetmemin üzerinden de sadece iki hafta geçmişti. Çöpleri, dallara takılmış sallanan naylon parçalarını, tel örgüye takılmış tuhaf şeylerin oluşturduğu hattı düşünüyordum ve gözlerimi kısıp çocukluğumdan bu yana kaybettiğim her şeyin buraya sürüklendiğini hayal ettim, şimdi burada, hepsinin önünde duruyordum ve yeterince beklersem, tarlaların ötesinde, ufuk hattında ufacık bir figür belirecekti, ben onun Tommy olduğunu görene kadar yavaş yavaş büyüyecek ve bana el sallayacak, belki seslenecekti. Hayalim bundan öteye hiç gitmedi -buna izin vermedim- ve gözyaşlarım yüzüme aksa da ne hıçkırarak ağladım ne de kontrolümü kaybettim. Sadece biraz bekledim, sonra arabaya döndüm; nerede olmam gerekiyorsa oraya gitmek için.
Beni Asla Bırakma -Roman- Kazuo Ishiguro
Çeviren: Mine Haydaroğlu- Yapı Kredi Yayınları
2017 yılında Nobel Edebiyat ödülünün sahibi olan Kazuo Ishiguro’yu muhteşem tasvirleriyle hatırlayacağım. Yayımlandığı yıl Time dergisi tarafından İngilizce yazılmış en iyi 100 roman listesine alınan bu kitabı da beni çok etkiledi. Başında, tükenmişlik kavramı ile ne anlatmaya çalıştığını çok merak ederek sonuna kadar geldim. Romandaki karakterlerin “tükenmeden” önce, bir süre daha (üç yıl) kaçınılmaz sonu geciktirmek arzuları beni çok düşündürdü. Gerçek yaşamda da kaçınılmaz son olan ölümü geciktirmek isteseydik, sanırım aynı şeyleri hissederdik. Bilemiyorum, sizin fikirlerinizi de merak ediyorum.